28 Eylül 2010 Salı

Artık bir oğlum var :)


Benim artık bir kaplumbagam var :) İsmi de abidin... Hafta başı sonunda gittik ve aldık abidini :)

Artık burası abidin ve benim günlüğüm olacak... Kendisi minicik bir kırmızı yanaklı su kaplumbagası :) aynı zamanda da bir beyefendi :) (Tamam cinsiyeti henüz belli değil, 2 sene kadar bir süre de belli olmayacak. Olsun benim için o bir beyefendi ve ismi de Abidin.. Ayrıca bu konuya onunda bir itirazı yok :) İsminin Abidin olmasından da memnun, bir beyefendi olmaktan da... Tek sorunumuz beni görünce öcü görmüş gibi kaçması :) Ben odaya girer girmez kayaların altına saklanıyor, kafasını kabuğunun içine gömüyor kayanın üzerindeyse de cumburlomp suya atlıyor :)

Olsun.. Bence oda beni çok seviyor... Bana naz yapıyor, zamanla geçecek :) Hem bugün 4. günümüz ve ilk kez elimden mama yedi :) Beni görünce kaçmadı - haa, karnını doyurana kadar, doyunca yine kactı :)- elimi yemek sandı, bende kendilerine karides yedirdim :)

Öyle işte, şimdi akvaryumunun içinde size el sallıyor, sizi yeni evine çay içmeye bekliyor...

19 Ağustos 2010 Perşembe

3 Ağustos 2010 Salı




























Hüzünlü bir küfür bilen var mı mayıstan başka? Hani şeytan diyor ki durma çözül, dağıl milyarlarca hücreye ve git.

Ağlamaya uzak bir şehirde yeniden başla! Buna ayrılık denmez: çocuğumu düşürdüm aslında!

K.İskender!

Bu kez özel...

31 Temmuz 2010 Cumartesi

















Sigarayı bıraksam diyorum; tamamen sana
başlasam.. Sen daha çabuk bitirirsin işimi, böyle çok yavaş ölüyorum... ?????? (K.İskender)

26 Temmuz 2010 Pazartesi


Evet, bilmiyordum.
Bilmiyordum, kelimelerden arınmış bir cümle kurar gibi sevişmeyi.
Sevişirken sözlük kullanıyordum hala.
Ama, seni seviyordum.!
Ve sevdiğimi, sevgimi anlatma telaşıyla hata üstüne hata yapıyordum.!

K.İskender.

13 Temmuz 2010 Salı

şaşkın!


Şaşkın yazdım ilk karşıma çıkan bu resim oldu, bende kopyaladım. Yakıştı mı? Vallahi yakıştı ruh halime cuk oturdu!

Evet şaşkınım bugünlerde. Hayat iyi gidiyor, yoğunluk azalmıyor, bir orada bir burada günler gelip geçiyor...

Ay sonunda yaşadığım kaosu yazmıştım. İşlerin yoğunluğu, benim çalışmama çabalarım. En yoğun günlerde ayaklarımı uzatıp yayılma isteğim vs... Neyse ki işler bir iki gün gecikmeyle de olsa sorun çıkmadan yetişti ve süreçler iyi gitmekte... Bir ay sonu daha yaklaşıyor, yine bir dolu iş var ve bu kız yine çalışmak istemiyor :) Amanın ne büyük değişiklik değil mi! Tahmin edin günler sonra bugün niçin yazıyorum? Hıhımm doğru bildiniz, yine yapmam gereken bir iş var ve yapasım yok :)

Tatil istiyor bünyem diye geziniyorum ortalıklarda, işler yoğun kızım eylüle kadar çıkamazsın sen buradan diyorlar ofisten bana! Deliriyorum ama susmak gerek susuyorum. Günü birlik bir iki günlük gezilerle geçiştiriyorum.

Aman yazmak istediğim onca şey var ama hiç birini yazamıyorum. Sinirlendim gidiyorum! :)